ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL
ARTICLE
Doi: 10.5798/diclemedj.0921.2011.04.0053
Şanlıurfa ilindeki doğurganlık
çağındaki kadınlarda Rubella antikorlarının
araştırılması: Üç yıllık değerlendirme
Investigation of Rubella antibodies among women
of childbearing age in Sanliurfa province: An
evaluation of three years period
Ayşegül Çopur Çiçek1, Fazilet Duygu2
1 Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji
AD, Rize, Türkiye
2 Tokat Devlet Hastanesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Tokat, Türkiye
Yazışma Adresi / Correspondence: Dr. Ayşegül Çopur Çiçek, Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji
AD, Rize, Türkiye
E-mail: draysegulcicek@yahoo.com
Geliş Tarihi / Received: 11.11.2011, Kabul Tarihi
/ Accepted: 05.03.2012
ÖZET
Amaç: Bu çalışmada, 01.01.2007-31.12.2009 tarihleri
arasında Şanlıurfa Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’ne başvuran risk
grubunu oluşturan doğurganlık çağındaki kadınlarda rubella
virüsüne karşı oluşan antikorların seroprevalansının
araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç ve yöntem: Çeşitli şikayetlerle hastaneye başvuran doğurganlık
çağındaki kadınlardan alınan serum örneklerinde kemilüminesans
immüno assay ve ElectroChemi Luminescence yöntemi
ile çalışılan toplam 13.037 rubella IgM ve 12134 rubella IgG antikor sonuçları retrospektif
olarak incelenmiştir. Sonuçlar üretici firmanın önerileri doğrultusunda
negatif, sınır değer ve pozitif olarak sınıflandırılmış ve beş farklı yaş
grubuna ayrılarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen
yaşları 15-49 arasında değişen13.037 kadının yaş ortalaması 28.35±7.48 idi.
Çalışılan serum örneklerinde, rubella Ig M antikorlarının negatiflik, pozitiflik, ve sınır değer
oranları sırasıyla %98.1, %1.7 ve %0.2 olarak saptanmıştır. Rubella
IgG pozitifliği %94.1 iken;
negatiflik oranı %5.9 bulunmuştur. Rubella IgG pozitiflik oranı en yüksek 35-44 yaş grubunda bulundu
ve diğer yaş grupları ile karşılaştırıldığında 49 yaş üstü grup dışında anlamlı
şekilde yüksek olduğu saptandı (p<0.001). Rubella IgM pozitifliği ise sadece 221 hastada bulundu (%1.7), pozitiflik oranı en çok yine 35-44 yaş aralığında
görülmüş ve 25-34 yaş grubu dışında bu yüksek oran istatistiksel olarak anlamlı
bulundu. (p<0.001).
Sonuç: Doğurganlık çağındaki kadınlarda yüksek oranda rubella seropozitifliği
saptadığımız için Şanlıurfa ilinde kadınlarda rubella
antikorlarını taramaya gerek olmadığı sonucuna varılabilir. Ancak gebelikte
geçirilecek bir enfeksiyon varlığında yaşanacak
sorunlar düşünüldüğünde çocukluk çağında aşılanmayan veya daha önce geçirmeyen
kadınlara hamilelik öncesi tarama yapılarak aşı önerilebilir.
Anahtar kelimeler: Gebelik, rubella,
seroprevalans
ABSTRACT
Objectives: The aim of this study was to investigate seroprevalance of antibodies against rubella virus that may
lead to congenital infection among women of fertility age as a risk group that
referred to Şanlıurfa Women’s Health and Maternity
Hospital in the period between 01.01.2007 and 31.12.2009.
Materials and methods: The results of 13.037 of rubella IgM and 12.134 of rubella IgG
antibodies that investigated in the sera samples, by using the methods chemiluminescense immunoassay and electrochemiluminescence,
obtained from the women in fertility age that referred to the hospital with
various complaints. Results were evaluated by classifying in five age subgroups
in terms of negative, border line and positive according to the manufacturer’s
description.
Results: Totally, 13.037 women in the age range of 15-49
years (average age 28.35±7.48 years) were evaluated. Negative, positive and
border line ratios of the rubella IgM antibodies were
found as 98.1%, 1.7% and 0.2%, respectively. Rubella IgG
seropositivity was 94.1% whereas its seronegativity rate was 5.9%. The highest rate of rubella IgG seropositivity was found in
the 35-44 years age group. In comparison to the other age groups, this would be
considered significantly high except up to 49 age group (p<0.001). Rubella IgG seropositivity was found only
in 221 patients (1.7%). The highest seropositivity
rate was found in the age range of 35-44, and this high rate was statically
significant except that in the age group of 25-34 (p<0.001).
Conclusion: Because of the rubella seropositivity
was high in this province, it might be concluded that scanning of the
antibodies to rubella in women living in Şanlıurfa
was unnecessary. However, considering of the problems due to the infection
during pregnancy, antibodies to rubella should be scanned in women that not
vaccinated in the childhood age or previously not have the disease, and they
should be offered the vaccination.
Key words: Pregnancy, rubella, seroprevalance
GİRİŞ
Gebelerde görülen enfeksiyonlar, perinatal mortalite ve morbiditenin önemli
nedenidir. Fetüste enfeksiyon, hiçbir sorun oluşturmayabileceği gibi abortusa, intrauterin ölüme,konjenital anomalilere, yeni
doğan döneminde enfeksiyonlara ve daha ileri yaşlarda sağırlık ve siroza yol
açabilir.1 Konjenital enfeksiyonlar
doğumdan önce, annedeki enfeksiyon etkenlerinin plasenta yoluyla fetüse geçmesi
sonucu oluşur. En sık karşılaşılan konjenital
enfeksiyonlar, TORCH grubu olarak adlandırılan Toxoplasmosis,
Rubella, Cytomegalovirüs ve
Herpes Simplex virüstür.2
Erişkinlerde ve çocuklarda hafif seyirli bir enfeksiyona yol açan kızamıkçık
virüsü ciddi bir konjenital enfeksiyon
etkenidir. Rubella aşı ile önlenebilen bir enfeksiyon olmasına rağmen konjenital
rubellaya halen rastlanmaktadır. Bağışıklığı yetersiz
gebe kadınlar için rubella potansiyel enfeksiyon kaynağı olmaktadır. Gebeliğin ilk trimestrinde meydana gelen rubella
enfeksiyonu fetal enfeksiyon
riskini ve hasarı arttırmakta ve konjenital rubella sendromuna (KRS) neden olmaktadır. Konjenital malformasyonlar, intrauterin büyüme geriliği (IUGR), intrakraniyal
kalsifikasyonlar, mikrosefali, katarakt, kalp defektleri,
embriyo veya fetusda düşük meydana gelir ve abortus veya ölü doğumla sonlanır.3,4
Rubella enfeksiyonun
klinik tanısı güvenli olmadığı için serolojik
testlere ihtiyaç vardır ve rubellaya özgü IgM pozitifliği ile tanı konulur. Laboratuvar tanısı da
sıkıntılı olan kızamıkçığın akut enfeksiyonun göstergesi olan IgM antikorları primer enfeksiyon veya aşı ile immünizasyon
sonrası pozitifleşerek enfeksiyondan sonra uzun süre
pozitif kalabilir veya başka viral-otoimmün
hastalıklarda çapraz reaksiyon nedeniyle pozitif saptanabilir. Rubellanın ciddi anatomik ve fonksiyonel anomalilere
yol açtığı göz önünde bulundurulduğunda, serolojik
tablonun ortaya konulması gebeliğin devamı veya sonlandırılması kararı
açısından hayati önem taşımaktadır.5 Serokonversiyonun
veya 2-3 hafta ara ile alınmış iki serum örneğinde rubella
IgG’de dört kat titre artışının gösterilmesi, her
zaman primer enfeksiyonla reenfeksiyonun
ayırımında yeterli olamamaktadır. Ancak yenidoğanda, prognoz açısından bu iki enfeksiyon
arasında büyük fark vardır. Erişkinlerde primer enfeksiyon genellikle klinik belirtilerle seyrederken,
re-enfeksiyon olguları, sıklıkla asemptomatik olup
gebelerde önemli problemler oluşturmaktadır. Klinik semptomlarla
belirgin gidiş gösteren re-enfeksiyonun gebe kadında fötusu
etkileyecek şekilde görülmesi oldukça nadirdir. Gebelerin rubella
enfeksiyonunda konjenital infeksiyon
prognozu için, rubella spesifik IgM testlerinin yapılması
ve yorumlanması gerekmektedir. Böylece rubella spesifik IgM varlığına ve
yokluğuna göre şüpheli olgular, primer enfeksiyon,
re-enfeksiyon, rubella dışı olgular sınıflandırımı yapılabilmektedir. Rubella
IgM antikorları primer veya
rekürrent kızamıkçığın göstergesi olarak kabul
edilmekte ve aktif enfeksiyon bulgusu niteliği taşımaktadır .
Rubella IgG ise geçirilmiş enfeksiyon bulgusu olarak değerlendirilmektedir.6
Bu çalışma ile 2007-2009 yılları arasında üç yıllık dönemde Şanlıurfa Kadın
Hastalıkları ve Doğum Hastanesine başvuran doğurganlık çağındaki kadınlarda Rubella virüs antikorlarının seroprevalansı
araştırılarak gebelik takibinde bu antikorların taranmasının gerekli olup
olmadığına karar vermek ve ülkemiz verilerine katkı sağlamak amaçlanmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM
01.Ocak.2007-31.Aralık 2009
tarihleri arasındaki üç yıllık süre içinde Şanlıurfa Kadın Hastalıkları ve
Doğum Hastanesi poliklinik ve servislerine başvuran yaşları 15-49 arasında yaş
ortalaması 28.35±7.48 olan doğurganlık çağındaki kadınlardan alınan serum
örneklerinde kemilüminesans immüno
assay (Liaison) ve ECL(Electro Chemi Luminescence-Roche
Elecsys2010) yöntemi ile toplam 13037 hastada Rubella
IgM ve 12134 hastada Rubella
IgG antikorları çalışılmıştır. Üç yıllık çalışma süresince 903 hastada IgG çalışılamaması rutin çalışma esnasında kit teminindeki
sıkıntılardan ve bazı jinekologların sadece IgM ya da
sadece IgG istemi yapmalarından kaynaklanmıştır. Test
sonuçları üretici firmanın kit eşik değerleri baz
alınarak pozitif, sınır değer ve negatif olarak değerlendirilmiş ve antikorlara
ait kayıtlar retrospektif olarak araştırılmıştır. Veriler SPSS 18.0 paket programında değerlendirilerek Pearson
ki-kare testi uygulanmış, P<0.05 anlamlılık sınırı olarak kabul edilmiştir.
BULGULAR
Hastanemiz Mikrobiyoloji
laboratuvarına gebe ve gebe olmayan doğurganlık çağındaki kadınlardan alınan, Rubella Ig M ve Ig G istemi ile gönderilmiş olan kan numunelerinin
sonuçları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Üç
yıllık sürede toplam 13037 Rubella IgM ve 12134 Rubella IgG çalışılmıştır (Tablo 1).
Tablo 1. Çalışılan rubella
IgM ve Ig G testlerinin yaş
gruplarına göre dağılımı.
15-24 n (%) |
25-34 n (%) |
35-44 n (%) |
45-49 n (%) |
>49 n (%) |
TOPLAM |
|
Rubella IgM |
131 (1.0) |
5214 (40.0) |
6046 (46.4) |
1482 (11.4) |
164 (1.3) |
13037 (100.0) |
Rubella IgG |
129 (1.1) |
4862 (40.1) |
5576 (46.0) |
1404 (11.6) |
163 (1.3) |
12134 (100.0) |
Kit eşik değerleri baz alınarak
değerlendirildiğinde, rubella IgM
seropozitiflik oranı 13037 kadının 221’inde ( %1.7)
saptandı. Yirmibir kadında serum rubella
IgM düzeyi sınır değer (%0.2)
olarak saptanırken, 12795 (%98.1) kadın seronegatif
olarak değerlendirildi. Rubella IgG
seropozitiflik ve negatiflik oranları ise 11419
kadında pozitif (%94.1), 715’inde negatif (%5.9)
olarak bulunmuştur (Tablo 2).
Tablo 2. Yaş gruplarına Göre Çalışılan
Rubella IgM ve IgG’nin negatif, sınır değer ve pozitiflik sayıları ve
yüzdeleri.
Rubella IgM |
Rubella IgG |
|||||||||||
Negatif |
Sınır değer |
Pozitif |
Negatif |
Sınır değer |
Pozitif |
|||||||
Yaş |
n |
% |
n |
% |
n |
% |
n |
% |
n |
% |
n |
% |
15-24 |
131 |
1.0 |
0 |
0.00 |
0 |
0.00 |
6 |
0.05 |
- |
- |
123 |
1.0 |
25-34 |
5118 |
39.3 |
10 |
0.08 |
86 |
0.66 |
221 |
1.82 |
- |
- |
4641 |
38.2 |
35-44 |
5936 |
45.5 |
7 |
0.05 |
103 |
0.80 |
360 |
2.96 |
- |
- |
5216 |
43.0 |
45-49 |
1450 |
11.1 |
4 |
0.03 |
28 |
0.21 |
109 |
0.89 |
- |
- |
1295 |
10.7 |
>49 |
160 |
1.22 |
0 |
0.00 |
4 |
0.03 |
19 |
0.17 |
- |
- |
144 |
1.2 |
TOPLAM |
12795 |
98.1 |
21 |
0.2 |
221 |
1.7 |
715 |
5.9 |
- |
- |
11419 |
94.1 |
Yaş dağılımına göre seropozitiflik oranları
değerlendirildiğinde rubella IgG
ve rubella IgM seropozitifliği en çok 35-44 yaş grubunda saptanmış olup, IgG için bu oran diğer yaş grupları ile karşılaştırıldığında
49 yaş üstü grup dışında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.001)
(Tablo 3). Rubella IgM için
35-44 yaş grubundaki yüksek oranın diğer yaş grupları ile karşılaştırıldığında
25-34 yaş grubu dışında istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür
(p<0.001) (Tablo 4).
Tablo 3. Pozitif rubella
Ig G sonuçlarının yaş gruplarına göre dağılımı.
15-24a n (%) |
25-34b n (%) |
35-44 n (%) |
45-49 d n (%) |
>49a n (%) |
TOPLAM |
|
Rubella IgG |
123 (1.1) |
4641(40.6) |
5216 (45.7) |
1295 (11.3) |
144 (1.3) |
11419(100.0) |
a.b,c,d: Aynı satırda yeralan
ilgili parametre değerlerinin yaş gruplarına göre p<0.001 düzeyinde
istatistiksel farklılığını gösterir.
Tablo 4. Pozitif rubella
IgM sonuçlarının yaş gruplarına göre dağılımı.
15-24 a n (%) |
25-34 b n (%) |
35-44b n (%) |
45-49 n (%) |
>49 d n (%) |
TOPLAM |
|
Rubella IgM |
0 (0.0) |
86 (38.9) |
103 (46.4) |
28 (12.7) |
4 (1.8) |
221 (100.0) |
a.b,c,d: Aynı satırda yeralan
ilgili parametre değerlerinin yaş gruplarına göre p<0.001 düzeyinde
istatistiksel farklılığını gösterir.
TARTIŞMA
Konjenital yol ile bulaşan enfeksiyonlar,
ölü ve düşük doğumun yanı sıra doğacak bebeklerde koryoretinit,
körlük, strabismus, hidrosefali, mikrosefali ve serebral kalsifikasyonlara neden olabilmektedir. Anneden
fetüse enfeksiyonun geçişinin hemen daima hamilelik
sırasında annenin enfekte olmasıyla mümkün olacağı,
fakat nadiren hamilelikten 6-8 hafta önceki sürede akut enfeksiyonu olan, immün sistemi sağlam bir kadının da enfeksiyonu fetüse
bulaştırabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle uygun tanı yöntemleri
kullanılarak, akut enfeksiyonların tanısı ve
gerektiğinde fetüsün araştırılması önem taşımaktadır.7,8
Rubella, genelde çocuklarda
görülmekle birlikte, her yaşta karşılaşılabilen ve gebelikte ciddi fetal anomalilere neden olabilen
bir hastalıktır. Konjenital rubellada
gebelik süresi ne kadar kısaysa, sekeller de o kadar ciddidir. Gebeliğin ilk
iki ayında intrauterin etkilenme oranı %40-60 iken,
üçüncü ayda bu oran %30-35’tir.9 Rubellaya
karşı bağışıklamanın toplumda % 90 düzeyinde olması durumunda KRS’nin oldukça azalacağı, aksi halde enfeksiyon
gelişme riskinin doğurganlık çağına doğru kayabileceği ve dolayısıyla KRS’nin görülme riskinin artacağı bildirilmektedir.10
Türkiye’de yürütülen “Kızamıkçık Eliminasyonu ve Doğumsal Kızamıkçık Sendromu
Önleme Programı” kapsamında Sağlık Bakanlığı tarafından Temmuz 2006 tarihinde
kızamıkçık aşısı uygulamasına başlanmıştır. Kızamıkçık aşısı, çocukluk dönemi
aşılama takvimi içerisinde, birinci dozu 12. ayda, ikinci dozu ilköğretim
birinci sınıfta olmak üzere KKK (Kızamık-Kızamıkçık- Kabakulak) üçlü aşısı
şeklinde uygulanmaktadır.11 Gebelerde görülen ve fetal
anomalilere yol açan intrauterin
enfeksiyonlar için prenatal serolojik tarama yapılması
araştırmacılar arasında halen tartışmalı olan bir konudur.12,13
Günümüzde hekimler, yapılmasını gerekli görenler ve görmeyenler şeklinde
iki gruba ayrılmış durumdadır. Bir bölgede antenatal
bakımda konjenital enfeksiyon
oluşturan etkenlerin rutin taramasının yapılıp yapılmayacağına karar vermek
açısından, diğer faktörler yanında, öncelikle o bölgeye ait seropozitiflik
oranlarının bilinmesi gerekir.13 Klinik, laboratuvar ve
epidemiyolojik bilgilerin son klinik kararda kullanılması gereklidir.14
Rubella enfeksiyonu tanısı gebe olmayanlarda döküntü
varlığı ve serolojik testlerin pozitifliği ile
oldukça kolayken, gebelikte serolojik ve klinik
tablonun değerlendirilmesinde sorunlar olabilir. Bazı yazarlar tarafından döküntü
veya döküntülü hastalığı olan kişilerle temas öyküsü olmadıkça, değerlendirmede
yapılacak hatalardan dolayı, rubella taraması
yapılmaması gerektiği öne sürülmüştür.15
Gebe bir kadında immünitenin tanımlanması için
bir test serisinde yanlış pozitif IgM test olasılığı
sebebiyle kızamıkçık virüs IgM testi dahil edilmemelidir, immünite
sadece Ig G ile belirlenmelidir. TORCH paneli rubella IgM testini de
içerdiğinden, immünite belirleme amacıyla
kullanılmamalıdır.14 Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılan
araştırmalarda Tekerekoğlu ve ark.4 Malatya’da rubella
IgG ve rubella IgM pozitiflik oranını sırasıyla %88.0
ve %0.3 bulurken, ülkemizin farklı bölgelerinde yapılan birçok çalışmada benzer
oranlar elde edilmiştir. Örneğin Rubella IgG seropozitifliğini İzmir’de
Akıncı ve ark. %95.9, Denizli’de Karabulut ve ark. %95.1, Van’da Efe ve ark.
%99.5, İstanbul’da Ulutürk ve ark. %95.4, Aydın ve ark. Aydın’da %92.9, Ankara’da Cengiz ve ark. %86.54, Sivas’ta Duran ve
ark.%88.3, yine Van’da yapılan başka bir çalışmada
Karakaş ve ark.%95.2 ve Ankara’da Şener ve ark.%89.5 ve Afyon’da Yılmazer ve
ark.%95.1 oranlarında birbirine benzer sonuçlar elde etmişlerdir.6,9,12,13,16-21
Ancak Kırıkkale ve Doğu Karadenizde yapılan
çalışmalarda ise Rubella IgG
pozitifliği %66.9 ve %66.8 oranları ile daha düşük bulunmuştur.22,23
Yapılan çalışmalarda IgM pozitifliği %0-3.2 arasında
değişiklik göstermiştir.4,6,12,13,18 Bizim çalışmamızda ise hem
gebelerde hem de gebe olmayan doğurganlık çağındaki kadınlarda rubella IgG seropozitifliği
%94.1 oranı ile ülkemiz verileri ile benzerdir. Yine bu kadınlarda %5.9 oranında rubellaya karşı
koruyucu antikor olmadığı görülmüştür. Rubella IgM pozitifliği de diğer verilerle uyumlu olarak %1.7 olarak bulunmuştur.
Seropozitif rubella
IgG sonuçlarının yaş dağılımına bakıldığında en çok
35-44 yaş grubunda sırasıyla %45.7 oranında olduğu
görülmüştür ve bu fark diğer tüm yaş grupları ile kıyaslandığında 49 yaş üstü
grup dışında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo 3). Rubella IgM seropozitiflik
sonuçları da aynı şekilde en çok 35-44 yaş grubunda %46.4 oranında görülmekle
birlikte, bu fark diğer tüm yaş grupları ile kıyaslandığında 25-34 yaş grubu
dışında istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo.4.). Van’da yapılan iki
farklı çalışmadan birisinde Rubella IgG seropozitifliği en çok 30-34
yaş grubunda bulunurken, diğer bir çalışmada ise en çok 21-25 yaş grubunda
bulunmuştur.12,19 Ankara’da Cengiz ve ark.nın 6 çalışmasında ise en çok 21-25
yaş aralığında pozitiflik görülmüştür. İzmir ve Afyon’da yapılan çalışmalarda
ise en çok 26-30 yaş grubunda pozitiflik saptamışlardır.9,21 Buna
göre ülkemiz için hangi yaş grubunda seropozitifliğin
fazla olduğunu kesin olarak söylemek zor görünmektedir. Sonuç olarak; elde
ettiğimiz verilerden doğurganlık çağında enfeksiyon
geçirme riski taşıyan seronegatif kadın sayısının
oldukça az olduğu görülmektedir. Hem gebe hem de gebe olmayan kadınların büyük
çoğunluğunun %94.1 oranı ile rubella
enfeksiyonlarına karşı bağışık oldukları gözlenmiştir. Bu veriler dikkate
alındığında Şanlıurfa ilinde doğurganlık çağındaki kadınlarda rubella antikorlarını taramaya gerek olmadığı sonucuna
varılabilir. Ancak gebelikte geçirilecek bir enfeksiyon
varlığında yaşanacak sorunlar gözönüne alındığında
çocukluk çağında aşılanmayan veya daha önce geçirmeyen bayanlara hamilelik
öncesi tarama yapılarak aşı önerilebilir. Aşı programları kapsamında
uygulanacak ve 18 yaş altında yapılacak rubella aşısı
seropozitiflik oranını daha da artıracaktır. Ayrıca
doğurganlık öncesinde, doğurganlık çağındaki kadınlara ve gebelere bu konuda
eğitim verilmesi ve düzenli takiplerinin sağlanması özellikle doğurganlığın
yüksek olduğu Şanlıurfa ilinde oldukça önemlidir.
Teşekkür: Bu çalışmada istatistiksel tabloların oluşturulmasına
yardımcı olan. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Avni Uydu’ya çok teşekkür ederim.
KAYNAKLAR
1. Madazlı
R. Gebelik döneminde enfeksiyonların takibi, sorunlar
ve çözümler. XI. Türk Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon
Hastalıkları Kongresi 2003: 127-9.
2. Özsüt
H. Direnci azalmış konaklarda görülen enfeksiyonlar: perinatal dönemde ve yaşlılarda görülen enfeksiyonlar. Klimik Derg 1994; 7(2): 57-9.
3. Baysal B, Yüksel A, Eserol F. Antenatal bakım
sistemimizde toksoplazmozis ve rubella
taraması gerekli mi? Jinekol Obstetrik
Derg1996; 10(1): 121-4.
4. Tekerekoğlu MS, Çizmeci Z, Özerol İH, Durmaz R. Doğurganlık Çağındaki kadınlarda rubella ve sitomegalovirus antikorlarının
araştırılması. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Derg
2003; 10(3): 129-31.
5. Sayın NC, Ahmet N, Varol
FG. Serolojik Rubella
Enfeksiyonunda Avidite Testinin Klinik Değeri: Olgu
Sunumu. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Derg 2007;
(24):81-4.
6. Cengiz SA, Cengiz L, US E,
Cengiz AT. Gebe kadınların serumlarında Rubella IgG ve IgM’nin Elısa ile araştırılması. İnfeksiyon
Derg 2005; 19 (1): 19-24.
7. Kaleli B, Kaleli İ, Aktan
E, Akalın H, Akşıt F. Gebelerde Toxoplasma
IgG ve IgM Seropozitifliği. Türkiye Parazitol
Derg 1997; 21(3): 241-3.
8.
Montoya JG, Remington JS. Toxoplasma gondii.
Mandell GL, Benett JE,
Dolin R. Principles and Practice of Infectious Diseases, Churchill Livingstone,
2000, 5th edition, (2): 2294- 310.
9. Akıncı P, Altuğlu İ, Sertöz R, Zeytinoğlu
A. İzmir’deki gebelerde rubella ve sitomegalovirüs infeksiyonu seroprevalansı. İnfeksiyon Derg 2007; 21 (4): 183-6.
10. Şen TA, Millik F, Kınık E.
Adölesan kızlarda rubella
antikor seroprevalansı. Genel Tıp Derg
2003; 13(2): 53-7.
11. www.saglik.gov.tr. Sağlık
Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Genişletilmiş Bağışıklama
Programı Daimi Genelgesi (2009). 2009/17.
12. Efe Ş, Kurdoğlu Z, Korkmaz
G. Van yöresindeki gebelerde sitomegalovirus, rubella,
ve toksoplazma antikorlarının seroprevalansı.
Van Tıp Derg 2009; 16 (1): 6-9.
13. Duran B, Toktamış A, Erden
Ö, Demirel Y, Mamik BA, Çetin M. Doğum öncesi bakımda
tartışmalı bir konu: TORCH taraması. C. Ü. Tıp Fakültesi Derg
2002;24(4):185-90.
14. Bellini WJ, Icenogle JP. (çeviren:Alper
Akçalı). Kızamık ve Kızamıkçık virüsleri. In: Murray PR, Baron EJ, Jorgensen JH, Landry ML, Pfaller MA. (çeviri editörü: Ahmet Başustaoğlu)
Manuel of Clinical Microbiology.
9. Baskı. Cilt:2. Ankara: Atlas Kitapçılık, 2009: 1378-88.
15.
Best JM, O'Shea S, Tipples G, et al. Interpretation of rubella serology in
pregnancy-pitfalls and problems. BMJ 2002; 325(1):147-8.
16. Ulutürk R, Fincancı M.
Doğurganlık çağındaki kadınlarda toxoplasma gondii, rubella ve cytomegalovirus seroprevalansı.
İstanbul Tıp Derg 2010;25(1):56-60.
17. Aydın N, Eyigör M, Kırdar S, Gültekin B, Evcil G. Doğurganlık yaş
grubundaki kadınlarda Rubella IgM
ve IgG seroprevalansı. İnfeksiyon Derg 2009; 23(3):
113-6.
18. Karabulut A, Polat Y, Türk M, Işık Balcı
Y. Evaluation of rubella, Toxoplasma gondii, and
cytomegalovirus seroprevalences among pregnant women
in Denizli province. Turk J Med Sci
2011; 41 (1): 159-64.
19. Karakaş A, Türker T,
Arslan E, Turhan V. Van ilindeki özel bir tıp merkezine başvuran doğurganlık
çağındaki kadınlarda rubella duyarlılığının
araştırılması. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Derg
2010; 67 (4): 179-84.
20. Şener K, Kılıç A, Güney
Ç.ve ark. Genişletilmiş bağışıklama programı öncesi Rubella
(kızamıkcık) seroprevalansı.
TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007; 6 (5): 1-6.
21.Yılmazer M, Altındiş M, Cevrioğlu S, Fenkci V, Aktepe O, Sırthan E.
Afyon bölgesinde yaşayan gebe kadınlarda toksoplazma,
sitomegalovirüs, rubella,
hepatit B, hepatit C seropozitiflik oranları.
Kocatepe Tıp Derg 2004; (2): 49-53.
22. Sağsöz N, Apan T. Gebelerde tetanoz,
hepatit B ve rubella seropozitiflik
oranları. Türkiye Klinikleri Jinekoloji Obstetrik Derg 2002;12()1: 52-5.
23. Köksal İ, Aynacı M, Kardeş
B ve ark. Doğu Karadeniz Bölgesinde erişkin yaş grubunda toksoplazma,
kızamıkcık ve sitomegalovirus
seropozitiflik oranları. Mikrobiyol
Bul 1994;28(1):58-66.