OLGU SUNUMU / CASE REPORT
Doi: 10.5798/diclemedj.0921.2012.01.0114
Erişkin hastada nadir spondilodiskit etkeni: Salmonella enteritidis
A rare agent of spondylodiscitis in adult patient: Salmonella
enteritidis
Süleyman
Durmaz1, Suat Ali Doğan2, İdris Kandemir1,
Ahmet Menkü3, Bilgehan Aygen2, Duygu Perçin1
1Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi
Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye
2
Erciyes Ün. Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji
Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye
3Erciyes
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Anabilim Dalı,
Kayseri, Türkiye
Yazışma Adresi
/Correspondence: Dr. Süleyman Durmaz
Erciyes
Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD, Kayseri, Türkiye
Email:
dr_suleyman111@hotmail.com
Geliş Tarihi /
Received:19.10.2011, Kabul Tarihi / Accepted: 01.12.2011
ÖZET
Salmonella
enfeksiyonları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir halk sağlığı
sorunudur. Salmonella türleri gastroenterit, tifo-paratifo, bakteriyemi,
metastatik lokal enfeksiyonlar ve kronik taşıyıcılık gibi çeşitli
enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Salmonella spondilodiskiti ise erişkin
hastalarda nadir olarak görülür. Bu çalışmada, romatoid artrit tanısı ile takip
edilen ve prednizolon tedavisi alan 66 yaşındaki kadın hasta sunuldu. Bu olguda
ortaya çıkan Salmonella enteritidis
bildirilmekte ve literatürdeki benzer olgular tartışılmaktadır. Lomber ampiyem
kültüründe ampisiline dirençli; sefotaksim, trimetoprim-sülfametoksazol,
siprofloksasin ve kloramfenikole duyarlı S.enteritidis
üremesi saptanan hastaya 3 hafta süreyle 2x200 mg i.v. siprofloksasin tedavisi
uygulandı. Hasta; üç ay oral siprofloksasin kullanması önerilerek taburcu
edildi.
Anahtar
kelimeler:
Romatoid artrit, Salmonella enteritidis,spondilodiskit.
ABSTRACT
Salmonella infections are a
public health problem in Turkey, as all over the world. Salmonella spp. can cause very different infections such as
gastroenteritis, typhoid-paratyphoid fever, bacteremia, local metastatic
infections and chronic carriage. Salmonella spondylodiscitis occurs rarely in
the adult population. In this case report, we have presented a 66 years old
female patient followed with the diagnosis of rheumatoid arthritis and treated
with prednisolone. The patient had a new diagnosis of Salmonella enteritidis and we aimed to discuss similar cases by the
culture of lumbar empyema culture ampiciline, cefotaxime, trimethoprim/sulfamethoxazole,
ciprofloxacin was revealed the presence of resistant S.enteritidis. The patient has received ciprofloxacin 2x200 mg per
day for 3 weeks as intravenous. And patient was discharged with advice of using
ciprofloxacin as per oral long three months.
Key words: Rheumatoid arthritis, Salmonella enteritidis,
spondylodiscitis.
GİRİŞ
Salmonella türleri oldukça sık enfeksiyonlara neden
olduğu için tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir halk sağlığı
sorunudur.1 En sık neden olduğu klinik tablo gastroenterittir.
Salmonella enfeksiyonları diyabet, malign hastalıklar, Sistemik Lupus
Eritematozis (SLE), orak hücreli anemi ve benzeri nedenlerden dolayı
retiküloendotelyal sistemin bozulması, human immunodeficiency virus (HIV)
enfeksiyonu, immünsüpresif tedaviler gibi predispozan faktörlerin varlığında
çok farklı klinik tablolarda karşımıza çıkabilmektedir. Spondilodiskit
etiyolojisinde ise Salmonella spp.
çok nadir olarak karşımıza çıkabilmekte, yeterli süre uygun ve etkili
antibiyotik tedavisi yapılmadığı durumlarda vertabralarda erozyon sonucu postür
bozukluklarına da neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra özellikle immünsüprese
hastalarda hayatı tehdit eden hastalıklara (menenjit, bakteriyemi) da neden
olabilirler.2,3
Bu çalışmada
romatoid artrit nedeni ile iki yıldır kortikosteroid kullanan bir hastada Salmonella
enteritidis’in etken olduğu lomber spondilodiskit olgusu sunulmuştur.
OLGU
Romatoid artrit (RA) tanısıyla iki yıldır
kortikosteroid (prednizolon) tedavisi alan 66 yaşındaki kadın hasta; son iki
aydır bel bölgesindeki ağrılarının artması nedeniyle iki hafta önce hastaneye
başvurmuştur. Hastaya spondilodiskit ön tanısı ile intravenöz
ampisilin/sulbaktam tedavisi başlandı. Şikayetlerinin devam etmesi üzerine
operasyon planlandı. Yapılan genel fizik muayenesinde herhangi bir patolojik
bulguya rastlanmadı. Hastanın laboratuvar tetkiklerinde; lökosit: 11.860 /µL
(4.8-10.8), hemoglobin: 9.3 g/dL (12-16), trombosit: 296.000 /µL
(130.000-400.000), eritrosit sedimentasyon hızı (ESH): 117 mm/saat, C-reaktif
protein (CRP) düzeyi: 105 mg/L olarak tespit edildi. Biyokimyasal parametreler
normal olarak değerlendirildi. Brusella aglutinasyon testi negatif saptandı.
Hastanın vertebral bilgisayarlı tomografisinde (BT)
L3-4, L4-5 ve L5-S1 düzeylerinde intervertebral disk mesafelerinde azalma,
vertebra end platolarında sklerotik dejeneratif değişiklikler ve disk
mesafelerinde vakum fenomenine ait gaz dansiteleri izlendi (Şekil 1). Bu
bulgularla hasta operasyona alındı. Operasyon sırasında L3-4 disk mesafesinden
yeşil sarı renkte, kokusuz ampiyem boşaltıldı ve posterior enstrümanla
stabilize edildi. Operasyon materyalinden hazırlanan gram boyalı preparatın
mikroskobik incelemesinde bol lökosit görülmesine rağmen mikroorganizma
görülemedi ve ampisilin/sulbaktam tedavisine devam edildi. Operasyon
materyalinden yapılan kültüründe üreyen izolat Phoenix (Becton Dickinson and
Company, sparks, USA) otomatize identifikasyon cihazı S.enteritidis olarak tanımlandı. Salmonella monovalan-polivalan
serumlarıyla yapılan aglütinasyon testleri sonucu da S.enteritidis olarak bulundu. Suş antibiyotik duyarlılık testleri
sonucu ampisiline dirençli; sefotaksim, trimetoprim/sülfametoksazol,
siprofloksasin ve kloramfenikole duyarlı olarak bulundu. Bu sonuçlara göre
ampisilin/sulbaktam tedavisi kesilerek intravenöz siprofloksasin tedavisi
başlandı. Toplam 3 hafta intravenöz 2x200 mg dozunda siprofloksasin tedavisi
alan hasta haftalık ESH ve CRP bakılarak takip edildi. Hastanın takipleri
sırasında klinik olarak düzeldiği ve laboratuvar bulgularının normal sınırlara
geldiği görüldü. Siprofloksasin tedavisi oral olarak günlük 2x750 mg dozunda
toplam üç ay devam edilerek tam iyileşme sağlandı.
Şekil
1.
Hastanın BT görüntüsü; L3-4, L4-5, L5-S1 düzeyinde intervertebral disk
mesafelerinde azalma, vertebra end platolarında sklerotik dejeneratif
değişiklikler ve disk mesafelerinde vakum fenomenine ait gaz dansiteleri
TARTIŞMA
Salmonella enfeksiyonlarının büyük çoğunluğunun kontamine
yiyeceklerden (yumurta, peynir, dondurma vb.) kaynaklandığı bilinmektedir.
İnsanlarda çok geniş yelpazede enfeksiyonlara yol açmaktadır. Bunlar
gastroenterit, tifoid ateş, bakteriyemi ve asemptomatik taşıyıcılık olarak
sıralanabilir.4 İntervertebral disklerde ve vertebra cisimlerinde
enfeksiyon gelişimi nadir görülen bir durumdur. Tüm kemik enfeksiyonları
arasında spondilodiskit oranı yaklaşık olarak %2’dir. Spondilodiskit genellikle
cerrahi işlemden sonra komplikasyon olarak gelişmesine rağmen nadiren de olsa
cerrahi işlem olmaksızın görülebilmektedir. Bu enfeksiyonlar genelde diabetes
mellitus tanısı olan, altta yatan sistemik veya pulmoner hastalığı bulunan,
böbrek yetmezliği nedeniyle hemodiyalize giren, organ transplantasyonu yapılan
ve immünsüpresif tedavi alan hastalarda görülür.5 Genelde spesifik
ya da non-spesifik ajanlar tarafından oluşturulur. Salmonella türleri
tarafından oluşturulması çok nadirdir. Salmonella diskiti genellikle orak
hücreli anemi ve immünsüprese bir durum ile ilişkilidir.6 Bizim
olgumuz da tartıştığımız hasta RA tanısıyla prednizolon tedavisi almaktaydı ve
bu nedenle immünsüpresif olarak kabul edildi. Genelde bu etkenlerle oluşan
diskitlerin hematojen yolla yayılım sonucu olduğu düşünülmektedir.
Tedaviye
yanıtların iyi olması nedeniyle fatal sonuçlanması nadirdir. Genelde erkek
hastalarda ve monomikrobiyal enfeksiyon olarak gözlenir.7 Piyojenik
vertebral diskitin başlangıç yakınmaları genelde bel ağrısıdır. Bizim olgumuzda
da benzer şekilde son 2 aydır artan şiddetli bel ağrısı yakınması mevcuttu.
Erken dönemde ateş gözlenmesi tanı konulmasını kolaylaştırır. Beraberinde ishal
bulunması nadir bir durumdur. Tanıda Salmonella diskitinin olabileceğini
düşündürebilecek en önemli kriterler bu klinik semptomların yanında immün
süpresyon ve orak hücre anemisi gibi risk faktörlerinin bulunmasıdır. Tanı
yöntemleri arasında bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) en
duyarlı görüntüleme yöntemleridir. Ancak MR en sensitif ve spesifik metoddur.
Nükleer görüntüleme yöntemleri ise MR’ye göre daha az yardımcı görüntüleme
yöntemidir.8 Kesin tanı mikroorganizmanın kültürde izole edilmesi
olup serum aglütinasyon testleri tanıya yardımcı olabilmektedir. Bizim
olgumuzda BT görüntülemesinde spondilodiskit ile uyumlu dejenaratif
değişiklikler izlendi.
Komplikasyon
gelişmiş olgularda ise antimikrobiyal tedaviye en kısa zamanda başlanması ve
antibiyotik duyarlılık sonuçlarının rapor edilmesi gerektiği bildirilmektedir.
Mümkünse, fokal salmonella enfeksiyonlarında drenaj ya da debridman yapılması,
antimikrobiyal tedaviye ise 4-6 hafta kadar devam edilmesi önerilmektedir.3
Bizim olgumuzda L3-4 disk mesafesinden yeşil sarı renkte, kokusuz ampiyem
boşaltıldı ve posterior enstrümanla stabilize edildi. Salmonella spp. enfeksiyonlarının tedavisinde seftriakson veya
siprofloksasin kullanılabilmektedir. Ancak son yıllarda plazmid kaynaklı
genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten Salmonella suşlarının
bildirilmesi, ilerleyen yıllarda karbapenem dışındaki beta-laktam
antibiyotiklerin kullanımının sınırlanacağını göstermektedir. Ayrıca taşınan bu
plazmidler üzerinde birçok antibiyotik direnç geninin birlikte bulunması,
farklı gruptan antibiyotikleri de etkileyebilmekte, çoklu ilaç direncinin
ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.9,10 Olgumuzdan izole edilen
Salmonella suşunun ampisiline dirençli, seftriaksona, siprofloksasine,
trimetoprim-sulfametoksazole duyarlı olduğu ve GSBL üretmediği belirlenmiştir.
Sonuç olarak Salmonella spp. enfeksiyonları çok
farklı klinik şekillerde karşımıza çıkabilmekte, immünsüprese bireylerde hayatı
tehdit eden hastalıklara neden olabilmektedir. Kişisel ve çevresel hijyene
özellikle immünsüprese hastalarda çok fazla özen gösterilmelidir. Herhangi bir
nedenle immünsüprese duruma gelen hastalarda komplike Salmonella spp. enfeksiyonları mutlaka akılda tutulmalıdır.
KAYNAKLAR
1. Öngen B. Türkiye’de ishal etkenleri. ANKEM Derg
2006;20(2):122-34.
2. Schimpf SC. Infections in
the compromized host an overview. In: Mandell GL, Douglas RG, Bennett JE, eds.
Principles and Practice of Infectious Diseases. 3rd ed. New York: Churchill
Livingstone, 1990 (2):2258-65.
3. Hohmann EL. Nontyphoidal
salmonellosis. Clin Infect Dis 2000;32(2):263-9.
4. Miller SI, Pegues DA.
Salmonella species including Salmonella typhi In: Mandell GL, Bennett JE; Dolin
R (eds), Mandell, Douglas, and Bennett’s principles and practice of infectious
disease. 7th ed. New York: Churchill Livingstone, 2010:2887-903.
5. Maiuri F, Iaconetta G,
Gallicchio B, Manto A, Briganti F. Spondylodiscitis: Clinical and magnetic
resonance diagnosis. Spine 1997;22(15):1741-6.
6. Wu KC, Yao TC, Yeh KW,
Huang JL. Osteomyelitis in patients with systemic lupus erythematosus. J
Rheumatol 2004;31(7):1340-3.
7. Sapico FL. Microbiology and
antimicrobial therapy of spinal infections. Orthop Clin North Am
1996;27(1):9-13.
8. Modic MT, Feiglin DH, et
al. Vertebral osteomyelitis: assessment using MR. Radiology 1985;157(1):157-66.
9. Nazik H, Öngen B, Kuvat N.
Investigation of plasmid-mediated quinolone resistance among isolates obtained
in a Turkish intensive care unit. Jpn J Infect Dis 2008;61(4):310-2.
10. Velge P, Cloeckaert A,
Barrow P. Emergence of Salmonella epidemics: the problems related to Salmonella
enterica serotype Enteritidis and multiple antibiotic resistance in other major
serotypes. Vet Res 2005;36(3):267-88.