ÖZGÜN ARAŞTIRMA / ORIGINAL ARTICLE
Doi: 10.5798/diclemedj.0921.2012.01.0092
Kronik obstrüktif akciğer
hastalığında ekspiratuar yüksek rezolüsyonlu
bilgisayarlı tomografi bulguları ile trakeal indeks ve solunum fonksiyon testleri arasındaki
ilişki
Correlation between the findings of expiratory high resolution computed
tomography, respiratory function tests and tracheal index in chronic
obstructive pulmonary disease
Ozan Kurtulgan1,
Ahmet Mete1, Meral Uyar2
1Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji
Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
2Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
Yazışma Adresi /Correspondence:
Dr. Ahmet Mete, Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Gaziantep, Türkiye
Email: dr.meteahmet@gmail.com
Geliş Tarihi /
Received: 09.10.2011, Kabul Tarihi / Accepted: 23.12.2011
ÖZET
Amaç: Çalışmamızda
kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) olan
olgularda ekspiratuvar Yüksek Rezolüsyonlu
Bilgisayarlı Tomografi (YRBT) bulguları ve trakeal
indeks (Tİ) ile solunum fonksiyon testleri (SFT) arasındaki ilişkinin
saptanması amaçlandı.
Gereç ve
yöntem:
Hastanemiz Göğüs Hastalıkları Bölümünde tanısı konulan 60 KOAH’lı
hasta grubu ile kliniğe öksürük şikayeti ile başvuran SFT değerleri normal olan
65 hasta kontrol grubu olarak çalışmaya dahil edildi.
Tüm olguların akciğer parankimi ekspiratuar
YRBT ile değerlendirildi. Her olguya YRBT incelemesi ile aynı günde SFT yapıldı
ve FEV1, FVC, FEV1/FVC değerleri kaydedildi.
Bulgular: Olguların
ortalama yaşı 55,44±10,22 yıl idi. KOAH grubunda bronşektazi
(B), bronş duvar kalınlaşması (BDK), amfizem (A), sentrilobüler
bronşioler kalınlaşmalar (SBK) ve hava hapsi (HH)
kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksek bulundu (p < 0,001). Hasta
grubunda Tİ değerleri kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak düşük bulundu
(p<0,001). Ayrıca Tİ değerleri ile yaş arasında orta düzeyde negatif yönlü
anlamlı bir ilişki bulundu (p=0,000, r = -0,48).
Sonuç: KOAH’lı hastalarda ekspiratuar
YRBT bulguları ve Tİ değerleri, solunum fonksiyon testleri ile değişik
derecelerde korelasyon göstermektedir. SFT normal
olmasına rağmen, ekspiratuar YRBT kesitlerinde
patolojik değişiklikler saptanabilmektedir.
Anahtar
kelimeler: KOAH,
yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi,
solunum fonksiyon testi.
ABSTRACT
Objectives: In this study we aimed to
investigate the relationship between expiratory HRCT findings, tracheal index
(TI) and pulmonary function tests in patients with chronic obstructive
pulmonary disease (COPD).
Materials and methods: Sixty patients diagnosed with
COPD in our hospital, department of pulmonary medicine, and 65 subjects
complaining of cough with normal pulmonary function tests as a control group
were enrolled in the study. All subjects were evaluated with HRCT. HRCT and
pulmonary function tests were performed in same day and FEV1, FVC, FEV1/FVC values were recorded. Pearson Chi-Square,
Independent Samples T test, and Mann Whitney U test were used for statistical
evaluation.
Results: Subjects’ mean age was
55.44±10.22 years. Bronchiectasis, bronchial wall thickening, emphysema, centrilobular bronchiolar thickening and air trapping were
significantly higher in COPD group than control group. In patient group, TI
values were lower than control group (p < 0.001). Also there was moderate
negative relationship between TI and age (p = 0.00, r = -0.48).
Conclusions: Expiratory HRCT findings and
TI values show various degrees of relationship with pulmonary function test
results in patients with COPD. Despite normal pulmonary function tests,
pathological changes can be detected in expiratory HRCT scans.
Key words: COPD, high resolution computed
tomography, pulmonary function test.
GİRİŞ
Kronik obstrüktif akciğer
hastalığı (KOAH) geri dönüşümsüz hava yolu obstrüksiyonu ile karakterize bir
hastalıktır. Amfizem ya da kronik bronşit gibi birlikte veya tek başına
görülebilen çeşitli sağlık sorunlarını içerir. Sigara içimi KOAH gelişimi için
baskın bir risk faktörüdür. Amfizem, elastik geri tepme basıncı kaybı sonucu
havayolunda kollaps, hava hapsi ve bunun sonucunda
tanıda yararlı ancak spesifik olmayan direkt grafideki hiperinflasyon
görünümüne neden olurken, akciğer dokusundaki kayıp ve pulmoner
vaskülaritedeki azalma sadece yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi (YRBT) ile doğru bir şekilde değerlendirilebilir. Toraks
YRBT görüntüleme amfizem tanısında sensitiftir ve
doğru sonuç vermektedir.1
Solunum
fonksiyon testleri (SFT) ile astım ya da KOAH (kronik bronşit, amfizem)
hastalarında akciğerlerin kapasitesi ve fonksiyonel durumu objektif olarak
değerlendirilebilir. Ayrıca bu hastaların tedavisinin takibinde de başarı ile
kullanılabilmektedir. KOAH’da hastalığın yavaş
ilerleyici doğası ve akciğer fonksiyonlarının büyük rezervi klinik tanı
konulmasını geciktirebilir. YRBT ile parankim hasarının
yaygınlığı ve anatomik dağılımı değerlendirilmekte olup, ekspiratuar
YRBT ile KOAH’daki parankim
lezyonlarının daha erken saptanabilmesi mümkün olmuştur.2
Çalışmamızda KOAH’nın tanısında önemli olan SFT ile ekspiratuar
YRBT bulguları ve trakeal indeks (Tİ) değerleri
arasındaki ilişkinin saptanması amaçlandı.
GEREÇ VE
YÖNTEMLER
Çalışmaya 2008-2009 yılları arasında hastanemiz Göğüs
Hastalıkları Bölümünde tanısı konulan 60 KOAH’lı olgu
ve kliniğe öksürük şikayeti ile başvuran ancak SFT değerleri normal olan 65
olgu kontrol grubu olarak dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen KOAH tanısı almış olguların eşlik eden başka
bir sistemik hastalıkları yoktu. KOAH değerlendirmesinde Global Initiative of Chronic Obstructive Lung Disease (GOLD) raporu dikkate alındı.3 YRBT
incelemeleri Philips Brilliance
çok kesitli (altı kesit) spiral BT cihazı ile gerçekleştirildi. YRBT çekimleri
tüm olgularda kontrast madde kullanılmadan sırt üstü
pozisyonda yapıldı. Kullanılan tüp potansı 120 kV, tüp akımı 150 mAs idi. Kesit
kalınlığı
İstatistiksel analiz
Çalışmada istatistiksel analizler için Statistical Package for Social
Sciences for Windows 15.0 programı, çalışma verilerinin değerlendirmesinde
tanımlayıcı istatistiksel metodların (Frekans, Yüzde,
Ortalama, Standart sapma) yanı sıra niteliksel verilerin karşılaştırılmasında Pearson ki-Kare testi ve normal dağılımın incelenmesi için Kolmogorov-Smirnov dağılım testi kullanıldı. Niceliksel
verilerin karşılaştırılmasında iki grup durumunda, normal dağılım gösteren
parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında bağımsız örnekler (Independent samples) t testi,
normal dağılım göstermeyen parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında
Mann Whitney U testi; niceliksel verilerin
karşılaştırılmasında ikiden fazla grup durumunda, normal dağılım göstermeyen
parametrelerin gruplar arası karşılaştırmalarında Kruskal
Wallis testi kullanıldı. Niceliksel verilerin karşılaştırılması ise korelasyon analizi ile yapıldı. Sonuçlar % 95 güven
aralığında, anlamlılık p < 0,05 düzeyinde değerlendirildi.
BULGULAR
Bu çalışmaya yaşları 34 ile 86 arasında değişen 21’i
kadın (%16,8) ve 104’ü erkek (%83,2) toplam 125 olgu alındı. Yaş ortalaması
55,44 ± 10,22 yıl idi. Çalışma populasyonunun
demografik ve klinik verileri Tablo 1’de verildi. Hasta grubunda bronşektazi (B), bronş duvar kalınlaşması (BDK), amfizem
(A), sentrilobüler bronşioler
kalınlaşmalar (SBK) ve hava hapsi (HH) anlamlı olarak yüksek bulundu (p <
0,001). KOAH ve kontrol grubunun YRBT bulgularının dağılımı Tablo 2’de verildi.
FEV1, %FEV1 ve
%FVC değerleri hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak düşük bulundu
(p < 0,001).
Diğer bir YRBT
bulgumuz trakeanın çap ölçüm oranlarıyla hesaplanan Tİ
değeridir. Hasta grubunda Tİ değerleri kontrol grubuna kıyasla anlamlı olarak
düşük bulunmuştur (p < 0,001). (Tablo 3). Ayrıca 61 yaş ve üstünde Tİ
değerleri, 60 yaş ve altındaki olgulara göre anlamlı olarak düşük bulundu (p
< 0,001), (Tablo 4). Tİ değerleri ile yaş arasında %48 düzeyinde negatif
yönlü anlamlı bir ilişki bulundu (p < 0,001). Yaş arttıkça Tİ değerinin
anlamlı olarak düşüş gösterdiği saptandı (p < 0,001).
Hasta grubunda
FVC %70’ten düşük olan olgularda, B, A ve HH olan olgu sayısı anlamlı olarak
yüksek bulundu (p < 0,05) (Tablo 5). Kontrol grubunda A ve HH olan olguların
FEV1/FVC değerleri, A ve HH olmayan olgulara göre anlamlı olarak düşük bulundu
(p < 0,05 ve p < 0,01). Kontrol grubunda B olan bir kişi olduğundan
istatistiği hesaplanamadı.
Kontrol
grubunda SBK olan olguların %FVC değeri, olmayan olgulara göre anlamlı olarak
düşük bulundu (p < 0,05).
Çalışmamızda
sigara ile KOAH arasındaki ilişkiler de incelendi. Buna göre hasta grubunda A,
HH, SBK, B, BDK ile sigara içimi arasında anlamlı korelasyon
saptandı (p < 0,001) (Resim 1).
Resim
1. Yirmi
beş yıl 2 paket/yıl sigara içen ve 2 yıldır KOAH tanılı hastada sol akciğer alt
lob posterobazal segmentte kistik bronşektazik değişiklikler
izlenmekte.
Tablo
1.
Olguların KOAH ve kontrol grubuna göre demografik ve klinik verileri (Ortalama±SD)
KOAH’ lı grup (n=60) |
Kontrol
grubu (n=65) |
|
Yaş, yıl |
65,7 ± 7,80 |
60,63 ± 9,36 |
FEV1
(ml) |
1193,50 ±
345,75 |
3904 ±
1041,74 |
%FEV1 |
52,34 ±
10,80 |
110 ± 15,56 |
%FVC |
72,68 ±
13,95 |
122,72 ±
11,36 |
FEV1/FVC |
52, 67 ±
10,07 |
79,22 ± 3,65 |
Trakeal
indeks |
0,45 ± 0,09 |
0,92 ± 0,11 |
Sigara
(paket yıl) |
48,28 ±
31,64 |
27,48 ±
22,59 |
Tablo
2. Yüksek
resolusyonlu bilgisayarlı tomografi
bulgularının gruplara göre dağılımı
KOAH’ lı grup (n=60) |
Kontrol
grubu (n=65) |
|
||||
n |
% |
n |
% |
P |
||
aB |
35 |
58,3 |
1 |
1,5 |
<0,001 |
|
bBDK |
26 |
43,3 |
2 |
3,1 |
<0,001 |
|
cA |
35 |
58,3 |
2 |
3,1 |
<0,001 |
|
dSBK |
33 |
55,0 |
16 |
24,6 |
<0,001 |
|
eHH |
22 |
36,7 |
5 |
7,7 |
<0,001 |
aBronşektazi, bBronş Duvarı
Kalınlaşması, cAmfizem, dSentrilobüler Bronşial
Kalınlaşma, eHava Hapsi
Tablo
3. Trakeal indeks değerlerinin gruplara göre dağılımı
KOAH’lı grup |
Kontrol
grubu |
||||
Ort |
SD |
Ort |
SD |
P |
|
Trakeal
indeks |
0,45 |
0,13 |
0,93 |
0,12 |
0,000** |
**p < 0,001
Tablo
4. Trakeal indeks değerlerinin yaş gruplarına göre dağılımı
Yaş < 49 |
Yaş 50-60 |
Yaş > 61 |
|||||
Ort |
SD |
Ort |
SD |
Ort |
SD |
P |
|
Tİ |
0,82 |
0,21 |
0,72 |
0,29 |
0,53 |
0,21 |
0,000** |
**p < 0,001
Tablo
5. Hasta
grubunda FVC (%) değerlerine göre YRBT
bulgularının dağılımı
FVC (%) |
FVC (%) |
||||
< %70 |
< %70 |
||||
Hasta |
n |
% |
n |
% |
P |
Bronşektazi |
19 |
76,0 |
16 |
45,7 |
0,019* |
BDK |
11 |
44,0 |
15 |
42,9 |
0,930 |
Amfizem |
19 |
76,0 |
16 |
45,7 |
0,019* |
SB |
15 |
60,0 |
18 |
51,4 |
0,511 |
Hava hapsi |
16 |
64,0 |
6 |
17,1 |
0,000** |
*p < 0,05, **p < 0,001, BDK: Bronş Duvarı
Kalınlaşması, SB: Sentrilobüler Bronşial
Kalınlaşma
Tablo
6. Hasta
grubunda FVC (%) değerlerine göre YRBT
bulgularının dağılımı
YRBT |
|||||
Var |
Yok |
||||
FVC (%) |
Ort |
SD |
Ort |
SD |
P |
Bronşektazi |
68,74 |
13,70 |
78,20 |
12,58 |
0,009** |
BDK |
71,65 |
15,76 |
73,47 |
12,59 |
0,742 |
Amfizem |
68,91 |
13,71 |
77,96 |
12,74 |
0,014 |
SB |
70,48 |
14,00 |
75,37 |
13,66 |
0,151 |
Hava hapsi |
66,09 |
13,71 |
76,50 |
12,76 |
0,004** |
**p < 0,01, BDK: Bronş Duvarı Kalınlaşması, SB: Sentrilobüler Bronşial Kalınlaşma
TARTIŞMA
KOAH, günümüzde mortalite, morbidite ve ekonomik kayıplar açısından en önemli sağlık
sorunlarının başında gelmektedir. Bir yandan hastalığın tedavisinde yeni
ilaçlar ve yöntemler denenirken, öte yandan hastalığın erken tanısında
kullanılabilecek yöntemler geliştirilmektedir. Hastalığın prognozunu
etkileyen iki önemli faktör erken tanı ve tedavidir. Erken
tanı hem sigara gibi risk faktörlerinden kaçınmak, hem de yerine koyma
tedavilerini (alfa 1 antitripsin eksikliğinde olduğu
gibi) uygulamak açısından önemlidir.2 KOAH’da
hava yolları lümeninin sekresyonla daralması, hava
yolu duvarında kalınlaşma, intraparankimal hava
yollarını çevreleyen akciğer dokusunun elastik geri tepme basıncında azalmaya
bağlı kollaps gibi nedenlerle hava akımında
kısıtlanma meydana gelir.4
Solunum
fonksiyon testleri KOAH tanısında kullanılan yöntemlerin başında gelmektedir ve
tedavinin takibinde non-invaziv ve ucuz uygulanabilir
bir yöntemdir. Bu avantajları nedeniyle birçok ülkede hastalığın evrelemesinde ilk tercih edilen yöntemdir. KOAH’da en belirgin fonksiyonel bulgu diffüz
hava akımı kısıtlamasıdır ve zorlu ekspirasyon
testleriyle gösterilir. Bu testlerin en güvenilir olanı, zorlu ekspirasyon eğrisi üzerinde hesaplanan FEV1 ve FEV1/FVC
oranıdır. Küçük hava yolu obstrüksiyonunu ifade eden bu parametreler ileri evre
KOAH’da belirgin derecede düşmektedir.2
Ayrıca YRBT akciğer hastalıklarının araştırılmasında önemli rol oynamaktadır.
YRBT bulguları birçok hastalık sürecinde ortak özellikler taşır. Her ne kadar
bu bulgular akciğer cevabının genel doğası gereği nonspesifik
olsalar da, bulguların dağılımı ve zamansal gelişimi tanısal amaçlar için
karakteristik özellikler taşır. Amfizem, buzlu cam görünümü, büller, BDK, bronşektaziler, sekresyonla dolu bronş veya bronşiol
ve HH, KOAH’ da görülebilen YRBT bulgularıdır. YRBT özellikle erken dönem amfizem
tanısında ve yaygınlığının saptanmasında en duyarlı (%96) yöntemdir. YRBT ile
Gleb ve
arkadaşları6 tarafından yapılan bir çalışmada lobektomi
veya pnömonektomi planlanan hastalara torakotomi öncesi SFT yapılmış, operasyon sonrasında alınan
patolojik örneklerle operasyon öncesi SFT’deki hava
yolu obstrüksiyonu arasında korelasyon
araştırılmıştır. Yedi olguda amfizem bulunmuş ve olguların tümünde FEV1/FVC,
beş olguda ise %FEV1 değerleri normal sınırlarda saptanmıştır. Diğer bir
çalışmada ise Petty ve arkadaşları7 küçük
hava yolu hastalığı olan 21 olgu ile 18 kişilik normal grupta FEV1 değerlerini
ölçmüş ve YRBT bulgularıyla karşılaştırılmıştır. Sonuçta; hafif amfizemi
olan olgularda FEV1 değerleri normal sınırlarda saptanmış olup hasta ile
kontrol grubu arasında FEV1 değerleri açısından belirgin farklılık
bulunmamıştır. Bizim çalışmamızda SFT değerleri normal sınırlarda olan kontrol
grubu olgularının %3,1’inde amfizem saptanmıştır. Bulgularımız bu çalışmalar
ile uyumlu olup amfizem tanısında YRBT’nin SFT’ye üstün olduğunu düşündürmektedir.
Mochizuki ve
arkadaşları8 ile Kuwano ve arkadaşlarının9
yapmış olduğu çalışmada amfizem arttıkça FEV1/FVC oranında düşmenin daha fazla
olduğu gösterilmiştir. Koç ve arkadaşları10 yaptığı başka bir
çalışmada amfizem saptanmasında YRBT ve SFT değerleri karşılaştırılmış olup
amfizem saptanmasında YRBT’nin SFT’den
üstün olduğu kanaatine varılmıştır. Bizim bulgularımız da bu çalışmaları
desteklemektedir.
KOAH’ da HH
alanları, ekspirasyon sırasında akciğer parankimindeki normal yoğunluk artışına eşlik edemeyen
düşük yoğunluklu bölgeler olarak tanımlanır. HH çeşitli hastalıklarda olduğu
gibi normal bireylerde de gösterilmiştir. Webb ve
arkadaşları11 ekspiratuar BT
görüntülerinde 10 sağlıklı kişinin
Kauczor ve
arkadaşları14 akciğer hastalığı şüphesi bulunan olgularda yaptıkları
bir çalışmada, hava hapsinin prevelansı, kapsamı
şiddeti ile yaş ve cinsiyet arasında ilişki saptayamamışlardır. Bu çalışmada fokal HH varlığını %80 oranında saptamış olup, HH kapsamı
ve şiddetinin kraniokaudal doğrultuda artış
gösterdiğini bildirmişlerdir. Üst akciğer alanlarında %53 oranında, orta zonda %66 oranında ve alt akciğer alanlarında %74 oranında
HH saptamışlardır. Arakawa ve arkadaşları15
yaptıkları bir çalışmada, ekspiratuvar YRBT'nin heterojen akciğer yoğunluğunun farklı nedenlerini
saptamada yararlı olduğunu bildirmişlerdir. Ekspiratuvar
kesitler lokal HH alanlarını da tespit edebildiğinden,
KOAH tanısında SFT’den daha değerli olabileceğini
belirtmektedirler. Bundan dolayı diffüz akciğer
hastalıklarının tanısında inspiratuvar ve ekspiratuvar BT çekimini önermektedirler. Bizim
çalışmamızda KOAH grubunda HH ile solunum fonksiyon parametrelerinden %FEV1 ve
%FVC arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon
bulundu (p < 0,05) (Tablo 6). KOAH grubunda özellikle %FVC değeri 70’in
altında olanlarda HH’nin anlamlı derecede fazla
görüldüğü saptandı (p < 0,001). Bu da bize hastalığın şiddeti arttıkça YRBT
bulgularının da SFT ile korele olarak değiştiğini
göstermektedir. Ancak çalışmamızda kontrol grubunda da SFT parametreleri normal
olmasına rağmen HH olan olgularda FEV1/FVC ve %FVC değerleri anlamlı derecede
düşük olarak bulunmuştur. Bu nedenle YRBT’nin, SFT
parametrelerinin normal değerlendirildiği olgularda bile HH’yi
saptamada SFT’den üstün olduğunu düşünmekteyiz.
Lakadamyalı ve
arkadaşları16 yaptıkları bir çalışmada, KOAH’nın
en önemli bulgusunun amfizem olduğunu ileri sürerek çalışmalarında BDK, B, SBK’yi dahil etmemişlerdir. Bizim
çalışmada bu bulgular da çalışma içine alınmıştır. Çalışmamızda BDK ve SBK,
KOAH grubunda belirgin derecede yüksek bulunmasına rağmen SFT ile anlamlı bir korelasyon göstermediği saptandı. Ancak bronşektazi
KOAH grubunda %FVC değerinin 70’in altında olan olgularda anlamlı derecede
yüksek bulunmuştur (p = 0,019). Bu veriler ışığında özellikle %FVC değerinin
70’in altında olan olgularda bronşektazi görülme
olasılığının yüksek olduğu ve bronşektazi varlığının
gösterilmesi için YRBT’nin gerekli olduğu
kanısındayız. Kontrol grubunda ise bronşektazili bir
olgu olduğundan istatistik hesaplanmamıştır. Ayrıca kontrol grubunda da SBK ve
BDK gibi bulguların düşük ihtimalle de olsa görülmesi nedeniyle, SFT
parametreleri normal ancak klinik olarak şüpheli olgularda YRBT’nin
tanıda gerekli olduğu düşüncesindeyiz.
KOAH
gelişiminde en önemli risk faktörü sigara içiciliğidir. Uzun süre sigara içimi
küçük hava yolu hastalığı olarak adlandırılan progresif
patolojik değişikliklere neden olur.17 Sigara içimiyle proteaz/antiproteaz dengesi
bozulur ve KOAH gelişir. Tüketilen sigara miktarı ve süresi ile hastalığın
şiddeti arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Hastalarda genellikle 20
paket yıldan fazla sigara içme öyküsü vardır. KOAH’ daki
mortalitenin önemli bir kısmından sigara içme
sorumludur. Gurney ve arkadaşlarının18
yapmış olduğu bir çalışmada, sigara miktarıyla amfizem arasında anlamlı bir
ilişki saptanmıştır. Kubo ve arkadaşları19
yaptıkları bir çalışmada, hafif düzeyde sigara içenlerle içmeyenler arasında
amfizem ve HH açısından farklılık saptanmazken, ağır düzeyde sigara içenlerde
belirgin derecede yüksek değerler bildirilmiştir. Çalışmamızda KOAH grubunda
sigara içiminin belirgin derecede yüksekliği yanında hastalık süresinin sigara
içimiyle doğru orantılı olarak arttığı gözlemlendi. Bu da KOAH’nın
sigara içimi ile ilişkisini desteklemektedir. Ayrıca YRBT bulgularının her iki
grupta da sigara içimi ile belirgin artış gösterdiği saptandı. Bunun yanında
KOAH grubunda yaşın, kontrol grubuna göre belirgin derecede yüksek olduğu
görüldü. Bunun yaşın ilerlemesiyle birlikte sigara içim süresi ve sayısının
artması ve hastalık oluşma insidansının yükselmesine
bağlı olduğunu düşünmekteyiz.
KOAH’ da
görülen diğer bir YRBT bulgusu trakeanın anteroposterior çapının transvers
çapa oranıyla hesaplanan Tİ azalmasıdır. Tİ’nin
azalmasından birkaç potansiyel mekanizma sorumludur. Ekspirasyonda
intratorasik trakea çapı
azalır. Sıkışmış havanın paratrakeal mediastenin potansiyel çapını azalttığı ve trakea konfigürasyonunu bozduğu
ileri sürülmektedir.20 Bu çap azalması KOAH’ lı
olgularda daha fazladır. Diğer bir teori ise trakeal
halkada dejenerasyon, vaskülarizasyon
ve ossifikasyon sonucu geliştiğidir. Belki de hasara
uğrayan trakeanın anormal şekilde remodelasyonundan
kaynaklanmaktadır. Tekrarlayan öksürüğün kronik trakeal
kollapsa yol açarak ya da kartilajinöz
dokuda dejenerasyon-remodelasyon
oluşturarak trakeal deformite
oluşturduğu da bildirilmektedir.20,21
KOAH tanılı
hastalar ile normal olan kontrol hastalarının trakeal
indekslerine bakılan bir çalışmada ise, KOAH tanılı hasta grubunda trakeal indekste belirgin azalma saptanmıştır.21
Ayrıca Muro ve arkadaşlarının22 yaptığı
bir çalışmada trakeanın kısa çapının uzun çapına
oranının %FEV1 değeri ile anlamlı korelasyon
gösterdiği ileri sürülmüştür. Çalışmamızda Tİ değerlerinin hasta grubunda
0,25-0,65, kontrol grubunda 0,65-1,2 arasında olduğu saptandı. Hasta grubunda trakea transvers çapı belirgin
derecede azalmış idi. Tİ değerleri %FEV1, %FVC ve FEV1/FVC değerlerindeki
azalmayla belirgin korelasyon göstermekte idi. Hasta
grubunda %FEV1 değeri %50’den küçük olanlarda Tİ değerleri anlamlı olarak düşük
bulundu (p < 0,001). Ayrıca çalışmamızda Tİ değerleri ile yaş arasında %48
düzeyinde negatif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu görüldü (p < 0,001). Tİ
değeri 60 yaş ve üstü hastalarda anlamlı derecede düşük bulunmuş olup, bunun
hastalık şiddeti ve sigara içiminin yaş ile artmasından ileri geldiği
kanısındayız (p < 0,001).
Sonuç olarak, KOAH’lı olgularda ekspiratuar
YRBT bulguları, Tİ değerleri ve SFT sonuçları değişik derecelerde korelasyon göstermektedir. Ekspiratuar
YRBT kesitlerinde bazı olgularda SFT değerleri bozulmadan da pozitif bulgular
izlenmekte olup, ekspiratuar YRBT’nin
KOAH’nın özellikle erken aşamalarında SFT’den daha değerli olduğu kanaatindeyiz. KOAH tanısında SFT’nin ilk yapılması gereken test olduğu bilinmesine
karşın özellikle amfizemin erken safhasında YRBT’nin SFT’ye üstün olduğu, KOAH’ın
şiddetinin belirlenmesinde erken evrelerde SFT’nin
KOAH tanısında yetersiz kaldığı ve mutlaka YRBT ile desteklenmesi gerektiği
görüşündeyiz. Şiddetli KOAH olgularında ise ileri evrelerde SFT daha üstün
olup, bu dönemlerde YRBT özellikle mevcut duruma eklenebilecek bulguların
saptanması açısından da yardımcı olabilir.
KAYNAKLAR
1. Stern EJ, Frank MS. CT of
the lung in patients with pulmonary emphysema; diagnosis, quantification, and
correlation with pathologic and physiologic findings. Am J Roentgenol
1994;162(4): 791-8.
2. American Thoracic Society. Standards for the diagnosis and care of patients with chronic
obstructive pulmonary disease (COPD) and asthma. Am J Respir Crit Care Med 1995;152(5): 77-120.
3. Global Initiative of
Chronic Obstructive Lung Disease; Global strategy for diagnosis, management,
prevention of chronic obstructive pulmonary disease updated 2008.
4. Yıldırım N. KOAH patogenezi.
Ed: S. Umut, N. Yıldırım Kronik Obstrüktif
Akciğer Hastalığı (KOAH). Ed. İstanbul: Turgut yayıncılık; 2005:41-58.
5. Eda
S, Kubo K, Fujimoto K, Matsuzawa Y, Sekiguchi M,
Sakai F. The relation between expiratory chest CT using
helical CT and pulmonary function tests in emphysema. Am J Respir Crit Care Med 1997;155(4):1290-4.
6. Gleb
AF, Gold WM, Wright RR. Physiologic diagnosis of subclinic emphysema. Am Rev Respir
Dis 1973;107(1):50-63.
7. Petty TL, Silver GW,
Stanford RE. Mild amphysema is assıciated
eith reduced elastic recoil and increased lung size
but not air-flow limitation. Am Rev Respir Dis 1987;136(4):867-71.
8. Mochizuki T, Nakajima H, Kokubu F, Kushihashi T, Adachi M.
Evalution of emphysema in patients with reversible
airway obstruction using high-resolution CT. Chest 1997; 112(6):1522-6.
9. Kuwano
K, Matsuba K, Ikeda T, Murakami J, Araki A, Nishitani H et al. The diagnosis of mild
emphysema. Correlation of computed tomography and
pathology scores. Am Rev Respir Dis 1990;141(1):169-78.
10. Koç Z, Bayram M, Ekinci E. Semptomatik
amfizem olgularında yüksek rezolüsyonlu BT: Solunum
fonksiyon testleri ve konvansiyonel BT ile karşılaştırma. Tanısal ve Girişimsel
Radyoloji 1994;1:132-7.
11. Webb WR, Stern EJ, Kanth N, Gamsu G. Dynamic
pulmonary CT: Findings in healthy adultman. Radiology
1993;186(1):117-24.
12. Lucidarme
O, Coche E, Cluzel P, Mourey-Gerosa 1, Howarth N, Grenier P. Expiratory CT scans for chronic airway disease:
Correlation with pulmonary function test results. AJR 1998;170(2):301-7.
13. Park CS, Muller NL, Worthy
SA, Kim JS. Awadhi N, Fitzgerald M. Airway obstruction in asthmatic and healthy
individuals: inspiratory and expiratory thin- section CT fındings. Radiology
1997;203(2):361-7.
14. Kauczor
HU, Hast J, Heussel CP, Schlegel J, Mildenberger P, Thelen M. Focal airtrapping at expiratory high- resolution CT: comparision with pulmonary function tests. Eur Radiol 2000;10(10):1539-46.
15. Arakawa H, Niimi H, Kurihara Y, NakajimaY, Webb WR. Expiratory High- Resolution CT:
Diagnostic Value in Diffuse Lung Diseases. AJR 2000;175(6):1537-43.
16. Lakadamyalı H, Alpar S, Lakadamyalı H, Ertürk H, Kurt B. Kronik Obstrüktif
Akciğer Hastalığında Yüksek Rezolüsyonlu Bilgisayarlı
Tomografi Bulguları ile Solunum Fonksiyon Testleri Arasındaki Korelasyon. Türk Toraks Dergisi 2006;7(1):17-22.
17. Choi SJ, Choi BK, Kim HJ,
Lee SH, Choi SH, Park SJ et al. Lateral decubitus HRCT: a simple technique to
replace expiratory CT in children with air trapping. Pediatr
Radiol 2002;32(3):179-82.
18. Gurney JW, Jones KK,
Robbins RA, Gossman GL, Nelson KJ, Daughton D et al. Regional distribution of emphysema
correlation of high-resolution CT with pulmonary function tests in unselected
smokers. Radiology 1992;183(2):457-63.
19. Kubo K, Eda S, Yamamoto H, Fujimoto K, Matsuzawa Y, Maruyama Y et
al. Expiratory and inspiratory chest computed tomography and pulmonary function
tests in cigarette smokers. Eur Respir
J 1999;13(2):252-6.
20. Wallace EJ, Chung F.
General anesthesia in a patient with an enlarged saber sheath trachea.
Anesthesiology 1998;88(2):527-9.
21. Grene
R. Saber sheath trachea: Relation to chronic obstructive pulmonary disease. AJR
1978;130(3):441-5.
22. Muro
S, Nakano Y, Sakai H, Takubo Y, Oku Y, Chin K et al. Distored Trachea in Patients with Chronic Obstructive
Pulmonary Disease. Reapiration 2000;67(6):638-44.