ISSN : 1300-2945
eISSN : 1308-9889
Özet - Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Tanılı Hastaların Epidemiyolojik, Klinik ve Laboratuvar Özelliklerinin Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi
Yeliz Çiçek, Mehmet Çelik

Yeliz Çiçek, Hacettepe üniversitesi tıp Fakültesi epidemiyoloji, Merkez/Ankara, Türkiye e-mail: yelizzcicek@hotmail.com                

Evaluation of Epidemiological, Clinical and Laboratory Characteristics of Patients Diagnosed with Crimean-Congo Hemorrhagic Fever: A Single Center Experience

Abstract

Objective: Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) is a zoonotic viral disease mainly transmitted by tick contact and progresses with fever and bleeding. This study aimed to examine the epidemiological, clinical, and laboratory characteristics of the patients who were followed up with the diagnosis of Crimean-Congo Hemorrhagic Fever in the last 11 years in our hospital's Infectious Diseases and Clinical Microbiology clinic.

Methods: Patients older than 18 years of age who were followed up with the diagnosis of Crimean-Congo Hemorrhagic Fever between January 2011 and December 2022 were included in the study. Patients' age, gender, occupation, etc. sociodemographic characteristics, complaints on admission, tick contact histories, laboratory parameters, length of hospital stay, and 3-month survival were retrospectively analyzed from the data in the patient files. The diagnosis of the disease was based on the detection of virus-specific IgM by ELISA (enzyme-linked immunosorbent assay) or detection of viral RNA by RT-PCR (Reverse Transcriptase-Polymerase Chain Reaction).

Results: Of the 106 patients, 73 (68.9%) were male, and 33 (33.1%) were female. The mean age was 49.43±14.16 years. 105 (99.1%) of the patients lived in rural areas. There were 76 (71.7%) patients with a history of tick contact, and 58 (76.3%) of them stated that they removed the tick by their means. The month with the highest number of applications was June (n=55, 51.8%). The year 2022 (n=38, 35.9%) had the highest number of patients detected. The time between the onset of symptoms and admission to the hospital was 3.14±7.66 (min 1-max 13) days. While the most common complaints of body pain (n=101, 95.3%), fatigue (n=101, 95.3%), and fever (n=81, 76.4%) were described at the first admission, the most common findings in physical examination were high fever (n= 79, 74.5%), hematuria (n=9, 8.5%), hypotension, and tachycardia (n=8, 7.5%). While 42 (39.6) patients were referred to a 3rd level center, 64 (60.4%) were discharged with good recovery. One patient died in the 3rd level center to which he was referred.

Conclusion: In this study, it was determined that livestock workers/farmers and men were more likely to get the disease, the history of tick contact was significantly described in disease transmission, and the cases occurred more frequently, especially in June. Especially in the spring and summer when the incidence increases, tick contact history should be questioned in patients presenting with suspicious clinical findings, and the preliminary diagnosis of CCHF should not be ignored.

Keywords: Crimean-Congo Hemorrhagic Fever, Ribavirin, Tick contact.

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Tanılı Hastaların Epidemiyolojik, Klinik ve Laboratuvar Özelliklerinin Değerlendirilmesi: Tek Merkez Deneyimi    

Öz

Amaç: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) çoğu zaman kene teması ile bulaşan, ateş ve kanamalar ile seyreden viral bir zoonotik hastalıktır. Bu çalışmada, hastanemizin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji kliniğinde son 11 yılda Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tanısıyla takip edilen hastaların epidemiyolojik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin incelenmesi amaçlandı.

Yöntemler: Çalışmaya Ocak 2011-Aralık 2022 tarihleri arasında Kırım Kongo Kanamalı Ateşi tanısıyla takip edilen 18 yaşından büyük hastalar dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, meslek vb. sosyodemografik özellikleri, başvuru şikayetleri, kene temas öyküleri, laboratuvar parametreleri, hastanede yatış süreleri ve 3 aylık sağ kalımları retrospektif olarak hasta dosyalarındaki verilerden incelendi. Hastalık tanısında ELISA (enzyme linked immunosorbent assay) ile virüs spesifik IgM’nin saptanması ya da RT-PCR (Reverse Transcriptase-Polymerase Chain Reaction) ile viral RNA tespiti esas alındı.

Bulgular: Toplam 106 hastanın 73 (%68,9) erkek, 33 (%33,1)’ü kadındı. Yaş ortalaması 49,43±14,16 yıldı. Hastaların 105 (%99,1)’i kırsal bölgede yaşamaktaydı. Kene temas öyküsü olan 76 (71.7%) hasta olup bunlardan 58 (%76,3)’i keneyi kendi imkanlarıyla çıkardığını ifade etti. En fazla başvurunun olduğu ay hazirandı (n=55, %51,8). 2022 yılı (n=38, %35,9) en fazla hasta tespit edilen yıl oldu. Semptomların başlangıcı ile hastaneye başvuru arasındaki süre 3,14±7,66 (min 1-maks 13) gün olarak saptandı. İlk başvuruda en fazla yaygın vücut ağrısı (n=101, %95,3), halsizlik (n=101, 95,3), ateş (n=81, %76,4) şikayetleri tariflenirken, fizik muayenede en sık saptanan bulgular ise yüksek ateş (n=79, %74,5), hematüri (n=9, %8,5), hipotansiyon ve taşikardiydi (n=8, %7,5). Hastalardan 42 (%39,6)’si 3. Basamak bir merkeze sevk edilirken, 64 (%60,4)’ü şifa ile taburcu edildi. Bir hasta ise sevk edildiği 3. Basamak merkezde vefat etti.

Sonuç: Bu çalışmada hayvancılıkla uğraşanların/çiftçilerin ve erkeklerin hastalığa daha fazla yakalandığı, hastalık bulaşında kene temas öyküsünün önemli ölçüde tariflendiği, özellikle haziran ayında vakaların daha sık ortaya çıktığı belirlendi. Özellikle hastalık sıklığının artış gösterdiği ilkbahar ve yaz aylarında şüpheli klinik bulgularla gelen hastalarda kene temas öyküsü mutlaka sorgulanmalı ve KKKA ön tanısı göz ardı edilmemelidir.

Anahtar kelimeler: Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Ribavirin, Kene teması.

Dicle Med J  2023; 50 (3): 411-417

Doi: 10.5798/dicletip.1360701

Cilt 50, Sayı 3 (2023)