Meike Elif Teker, Feyzullah Gümüşçü, Mehmet Emre Elçi
Melike Elif Teker, Malatya devlet Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi, Malatya, Türkiye Email; melikelif_teker@hotmail.com
ABSTRACT
Objective: The incidence of upper limb deep vein thrombosis is rising in parallel with more frequent invasive vascular procedures. In this study we aimed to evaluate the upper limb deep vein thrombosis (ULDVT) cases retrospectively according to risk factors, symptoms, diagnosis and clinical course.
Methods: Between January 2012 and May 2014, we studied 23 deep vein thrombosis cases which were confirmed with Doppler ultrasound. The patients were questioned about risk factors and underlying diseases and were examined with upper extremity venous Doppler ultrasonography. 15 cases had (65.2%) central venous catheter being the most common ULDVT reason.
Results: Protocol included low molecular weight heparin in the acute phase and then oral anticoagulant for 6 months. All patients were followed at outpatient clinic with 2 month intervals for a year. Before completing the follow-up, 5 patients (21.7%) died of other reasons and we didn’t see any pulmonary embolus complication and recurrent DVT. None of the cases had post-thrombotic syndrome during follow-up.
Conclusion: We suggest that LMWH must be preferred to standard heparin therapy because of its effectiveness, rare hemorrhage risk and easy usage to relieve symptoms, prevent recurrences, shorten the therapy period and decrease the costs.
Key words: Deep vein thrombosis, upper extremity, low molecular weight heparin
Üst ekstremite derin ven trombozlu hastaların değerlendirilmesi
ÖZET
Amaç: Üst ekstremite derin venöz trombozları artan invazif vasküler girişimlere paralel olarak daha sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada risk faktörleri, bulguları, tanısı ve tedavisi ile klinik gidişatını incelediğimiz üst ekstremite derin venöz tromboz (UEDVT) olgularımızı retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntemler: 2012 Ocak-2014 Mayıs tarihleri arasında Doppler ultrasonografi ile tanısı doğrulanan 23 derin venöz trombozlu olgu çalışmamıza dahil edilmiştir. Tüm hastaların risk faktörleri ve altta yatan hastalıkları sorgulanarak, üst ekstremite venöz Doppler ultrasonografik görüntülemeleri yapıldı. Olguların 15’inde (%65,2) santral venöz kateter mevcut olup bu risk faktörü en sık karşılaşılan UEDVT nedeniydi.
Bulgular: Düşük molekül ağırlıklı heparin (DMAH) ve sonrasında ortalama 6 ay süreyle oral antikoagülan protokolü uygulandı. Tüm hastalar 2 aylık periyotlarla bir yıl süresince poliklinik takibinde tutuldu. Altta yatan hastalıklarına bağlı olarak 5 (%21,7) olgu takip periyotları tamamlanamadan kaybedildi. Pulmoner emboli komplikasyonu ve nüks DVT görülmedi. Hiçbir olguda takip süresince post-trombotik sendrom gelişmedi.
Sonuç: Tedavide amaçlanan; semptomları giderme, nüksleri önleme ve tedavi süresi ile maliyetleri sınırlama amacıyla DMAH’ların uygulama kolaylığının yanısıra etkinliği ve kanama riskinin azlığı nedeniyle standart heparine tercih edilerek yüz güldürücü sonuçlar alınacağı kanaatindeyiz.
Anahtar kelimeler: Derin venöz tromboz, üst ekstremite, düşük molekül ağırlıklı heparin
Dicle Med J 2015;42(1):41-45
doi: 10.5798/diclemedj.0921.2015.01.0527
Cilt 42, Sayı 1 (2015)
|