Oktay Üçer, Mehmet Oğuz Şahin, Abdullah Erdem Canda, Bilal Gümüş
Manisa Devlet Hastanesi Üroloji Kliniği, Manisa Email: uceroktay@yahoo.com
ABSTRACT
Objectives: We retrospectively evaluated our rigid ureteroscopy (URS) treatment results in ureteric stones and assessed its effectiveness concerning ureteric stone localisation.
Materials and methods: Overall, 101 patients were retrospectively evaluated including lower (n=69), mid (n=23) and upper ureteric (n=9) stones which were treated with rigid URS (Wolf 8.0-9.8Fr, Germany) in our hospital between January 2007- June 2009. Stones were removed by stone forceps/basket catheter either as single piece or fragmented by pneumatic lithotripsy (EMS-Swisslithoclast-Master).
Results: Mean patient age was 45.1 (19-78) years. Stones were located in the right (n=52) and left (n=49) ureters, respectively. Mean stone size was 7,4 mm (5-15). Of the 9 patients with upper ureteric stones, 7 were (77.8%) stone-free. However, stone migrated into renal pelvis in two patients but passed into ureter again in the follow-up and removed by URS. Of the 23 patients with mid-ureteric stones, 22 were (95.7%) stone-free. Ureter perforation occurred in one patient and ureteroneocystostomy was performed. Of the 69 patients with lower ureteric stones, 68 were (98.6%) stone-free. Ureter perforation occurred in one patient and healed spontaneously by ureter catheter replacement. Stone was removed afterwards by URS. Overall (n=101), ureter perforation occurred in 1.9% (n=2) in our series. Resistant urinary tract infection developed in one patient (0.9%) (P.aeroginosa).
Conclusion: Due to results of this preliminary study, rigid URS and pneumatic lithotripsy can be performed successfully particularly in lower ureteric stones. However, as stone location shifts to upper ureter, success rate decreases. Although URS can be performed safely with low complication rates in the treatment of ureteric stones, severe complications like ureter perforation might occur.
Key words: Ureter stones, ureteroscopy, pneumatic lithotripsy, stone-free rate, complication
Üreter taşı lokalizasyonuna göre rijid üreteroskopinin başarısı
ÖZET
Amaç: Bu çalışmada rijid üreteroskop (URS) kullanarak yaptığımız üreter taşlarında endoürolojik tedavilerimiz retrospektif olarak incelendi ve taşın yerine göre URS’nin etkinliği değerlendirildi.
Gereç ve yöntem: Ocak 2007- Haziran 2009 tarihleri arasında rijid URS (Wolf 8.0-9.8 Fr, Germany) ile tedavi edilen alt üreter (n=69), orta üreter (n=23) ve üst üreter (n=9) taşları olan toplam 101 hasta değerlendirildi. Taşlar forseps veya basket kateteri yardımı ile tek parça olarak ya da pnömotik litotriptör (EMS Swiss-lithoclast Master) ile parçalanarak çıkartıldı.
Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 45.1 (19-78) yıl idi. Taşlar 52 hastada sağ, 49 hastada sol taraftaydı. Taş büyüklüğü ortalama 7.4 (5-15) mm idi. Üst üreter taşı olan 9 hastanın 7’sinde (%77.8) taşsızlık sağlandı. İki hastada taş renal pelvise migrate oldu ve izlemde tekrar üretere düşen bu taşlar URS yapılarak alındı. Orta üreter taşı olan 23 hastanın 22’sinde (%95.7) taşsızlık sağlanırken, bir hastada distal üreter perforasyonu gelişti, üreterolitotomi ve üreteroneosistostomi yapıldı. Alt üreter taşı olan 69 hastanın 68’inde taşsızlık sağlanırken (%98.6), bir hastada üreter perforasyonu gelişti ve üreter kateteriyle iyileşme sağlandıktan sonra tekrar URS yapılarak taş alındı. Çalışmaya katılan 101 hastanın sadece 2’sinde (%1.9) üreter perforasyonu oluştu. Bir hastada (%0.9) P.aeroginosa’ya bağlı dirençli üriner sistem enfeksiyonu gelişti.
Sonuç: Rijid URS ve pnömotik litotripsi ile özellikle alt üreter taşlarının endoskopik tedavisinde yüksek başarı sağlanmakla birlikte, taşın yerleşimi proksimale doğru gittikçe bu oran azalmaktadır. URS üreter taşlarının tedavisinde düşük komplikasyon oranıyla güvenle yapılabilmesine karşın, üreterdeki travmaya bağlı üreter perforasyonu gibi ciddi komplikasyonlar oluşabilmektedir.
Anahtar kelimeler: Üreter taşı, üreteroskopi, pnömotik litotripsi, taşsızlık oranı, komplikasyon
Dicle Med J 2010;37 (1):21-24
doi: 10.5798/diclemedj.0921.2010.01. Cilt 37, Sayı 1 (2010)
|