Süber Dikici, Leyla Yılmaz Aydın, Ali Kutlucan, Nurten Ercan
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD, Düzce, Türkiye Email: suberdikici@gmail.com
ABSTRACT
Energy drinks are popular among young individuals and marketed to college students, athletes, and active individuals between the ages of 21 and 35 years. In the beginning consumption of energy drinks can significantly improve physical and mental performance. Energy drinks contain a mixture of compounds, of which caffeine, guarana, and herbal supplements such as ginkgo and ginseng are major components. Unfortunately, the body of literature is limited and it is not known whether these improvements are due to the caffeine other herbal ingredients. Severe clinical manifestations may occur after use of energy drinks with alcohol The aim of this article is rising awareness about the ingredients of energy drinks and clinical manifestations that may occur after usage and update about knowledge.
Key words: Energy drinks, energy drinks ingredients, clinical manifestations
Enerji içecekleri hakkında neler biliyoruz?
ÖZET
Genç erişkinler arasında popüler olan enerji içecekleri, özellikle 21-35 yaş arası üniversite öğrencilerine, atletlere ve aktif kişilere pazarlanmaktadır. Enerji içeceklerinin kullanımı başlangıçta fiziksel ve mental performansı belirgin olarak artırabilir. Enerji içeceklerinin ana bileşenlerini ginkgo ve gingsengin oluşturduğu bitkisel ürünler oluşturmuş olup, kafein ve guarana içeren gibi bileşenler karışımını içerir Ne yazık ki enerji içeceklerinin vücut üzerine etkileri ile ilgili literatür sınırlıdır ve bu iyileşmenin kafein veya diğer bitkisel içeriklere bağlı olup olmadığı bilinmemektedir. Alkol ile enerji içeceklerinin beraber kullanımı sonrası ciddi klinik tablolar ortaya çıkabilir. Bu makalenin amacı; enerji içeceklerinin içerikleri ve kullanımı sonrasında oluşabilecek klinik tablolarla ilgili farkındalığı artırma ve bilgileri güncellemektir.
Anahtar kelimeler: Enerji içecekleri, enerji içeceklerinin içeriği, klinik tablolar
Dicle Med J 2012;39 (4):609-613
doi: 10.5798/diclemedj.0921.2012.04.0212 Cilt 39, Sayı 4 (2012)
|