Sevinç Akdeniz, Mehmet Hanifi Okur, Cemil Göya
Sevinç Akdeniz, Şırnak Devlet Hastanesi, Çocuk Cerrrahisi Servisi, Şırnak, Türkiye e-mail: drsevincakdeniz @gmail.com
Abstract
Objective: It was aimed to retrospectively investigate the patients, diagnosed with blunt liver trauma and admitted to our clinic between December 2006-December 2016; assess demographic, clinical and laboratory experience, changes in diagnosis, follow-up and treatment in organ injuries.
Method: The 190 pediatric patients, admitted to our clinic due to liver trauma, were included. Demographic characteristics, pre-treatment injury mechanism, degree of injury with radiological methods, treatment modality, the duration in intensive care unit, comorbid injuries, and Pediatric Trauma Scores were evaluated.
Results: Of the patients, 73,2% (139) was male, 49,5% (94) was in the 4-8 age group, 21,6% (41) was in the 0-3 age group, 57,6% of the patients were falling from a higher place. Of the patients, 23,7% was grade 3, 21,1% was grade 4, 15,3% was grade 2 and 10,5% was grade 1. There was a statistically significant difference between hospitalization and discharge mean value of ALT and AST (p<0.001). The mean value of ALT and AST at admission was 393.12 U/L, 582.55 U/L and 172.14 U/L, 179.89 U/L at discharge respectively. There was no statistically significant difference in the way of injury in terms of age, gender and additional organ injury.
Conclusion: In the pediatric group, the treatment of traumas resulting from falling from high, traffic accidents is possible with conservative treatment. Since children are mostly exposed to falling from higher placed, it is necessary to educate their families and prepare safer gaming environments in order to minimize mortality due to trauma.
Keywords: Blunt, Liver, Trauma, Demographic, Laboratory
Künt Karaciğer Travmalı Hastaların Demografik, Klinik ve Laboratuvar Sonuçları: 2006-2016 Yıllarının Retrospektif İncelemesi
Öz
Amaç: Aralık 2006 – Aralık 2016 tarihleri arasında kliniğimize başvuran künt karaciğer travması tanısı almış hastaları geriye dönük tarayarak; organ yaralanmalarında uygulanan tanı, takip ve tedavi sürecindeki değişimler ile demografik, klinik ve laboratuvar uygulamalarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntemler: Kliniğimize başvuran karaciğer travması nedeniyle takip ve tedavi edilen 190 çocuk hasta çalışmaya dahil edildi. Çocukların demografik verilerine ek olarak, tedavi öncesi yaralanma mekanizması, radyolojik yöntemlerle yaralanmanın derecesi, tedavi şekli, yoğun bakımda yatış süresi, eşlik eden yaralanmalar, Pediatrik Travma Skorları değerlendirildi.
Bulgular: Hastaların %73,2’sinin (139) erkek, %49,5’inin (94) 4-8 yaş, %21,6’sının (41) 0-3 yaş arasında, olduğu, hastaların %57,6’sının travma nedeninin yüksekten düşme olduğu saptandı. Hastaların %23.7’sinde grade 3, %21.4’ünde grade 4, %15.3’ünde grade 2 ve %10.5’inde grade 1 yaralanma tespit edildi. ALT ve AST için yatış ile taburcu ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olduğu görüldü (p<0,001). ALT yatış ortalaması 393,12 U/L iken, taburculuk değeri 172,14 U/L’ye, AST yatış ortalaması 582,85 U/L hesaplanırken taburculuk sırasında 179,89 U/L’ye gerilediği görüldü. Yaralanma şekli ile yaş, cinsiyet ve ek organ hasarı arasında istatiktiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmadı.
Sonuç: Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenler ile gerçekleşen travmalar, pediatrik grupta çoğu zaman konservatif yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Pediatrik gruplarda, travmaların özellikle yüksekten düşmeye bağlı gelişmesi nedeniyle, travmaya bağlı mortalitenin minimalize edilmesinde ailelere verilecek eğitimler ve güvenli oyun alanı sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Anahtar kelimeler: Künt, Karaciğer, Travma, Demografik, Laboratuvar
Dicle Med J 2020;47 (2): 366-376
Doi: 10.5798/dicletip.755740
Volume 47, Number 2 (2020)
|